top of page
Search
  • simgepinar

Mektup #2

Bu mektup 21 Mart 2018'de gönderilmiştir.

Masamda bir süredir postalanmayı bekleyen iki tane mektup var. Bense ne zaman evden çıksam onları yanıma almayı unutuyorum. Ne yazdığımı bile hatırlayamayacak kadar zaman geçti üzerinden. Kimin sorduğunu bilemediğim bir soru var aklımda. Bir kitapta okuduğumdan emin gibiyim. Ama neredeydi, kim yazmıştı? Hiç anımsayamıyorum. O andan beri şu soru dönüp duruyor aklımda: "Mektup kime aittir, gönderene mi, gönderilene mi?" Mektuplaştığım birkaç arkadaşımla bununla ilgili uzun uzun konuştuk, birtakım cevaplar da bulduk. Benim bu uzun süredir gönderemediğim ve ne yazdığımı bile unuttuğum mektuplar hiç kuşkusuz benim değiller artık. Ne mutlu ki onlar sayesinde Mektup #2'yi hatırlıyorum her seferinde ve bugün nihayet yazmaya başladım!

Sana mektup yazmaya birçok kez niyetlendim. Yıl biterken 2017'yle ilgili bir şeyler karaladım. Yeni yıla girdiğimizde, yeni yıl ümitleriyle sayfalar doldurdum. Yazdım yazdım sildim, sildiğimden daha da çok yazdım, yazdığımdan utandım ve sürüsüyle gönderemediğim şey birikti elimde. Böyle böyle günler geçti. Düşünceler, duygular eskidi; mevsimler değişti ve nihayet bahar hoş geldi. 


Mektup #2'yi yazarken eski playlistlerime daldım. Arada pencereden bakıp düşünürken de Alanis Morissette'den Unsent başladı. Mektuplar üzerine yazarken çalması manidar; 5 eski sevgiliye yazılmış fakat gönderilmemiş ufak mektuplardan oluşan bir şarkı bu. Her bölüm bir eski sevgiliye ayrılmış ve onların isimleriyle başlıyor. Yanlış hatırlamıyorsam, Alanis eski sevgililerini tek tek arayıp onlardan izin istemiş bu şarkı için. Bir şeyler üretirken kendi hayatınla ilgili bun denli dürüst ve açık olabilmek bir yandan çok korktuğum bir yandan da özendiğim bir şey. Ya ölürsem ve günlüklerim onları saklayamadan birileri tarafından okunursa diye zaman zaman dertlenip günlüklerimin ilk sayfasına OKUMA, SAKIN OKUMA, ÖLSEM BİLE OKUMA yazan ben, bana kalırsa içimdekileri dürüstçe ve sansürlemeden şarkılara dökmeyi hala pek beceremiyorum. Bu zamanla kazanılan bir şeydir zannediyorum. Bilmem ki, ne düşünürsün?


Bahar 21 Mart'ı beklemeden, hemen 20'sinde gelecekmiş 2044'e dek. (Hemen ufak bir hesap, 2044'te kaç yaşında olacağım.)

Yani bugün, ben sana bu mektubu yazarken geldi. Oturdum, eski bahar playlistlerimdeki şarkılardan bu bahar için bir playlist hazırladım. İsmini de Mektup #2 | Nisan Neşesi koydum (çünkü Mart geçip gidebilir artık).


Bir önceki mektubum artık bana değil sana ait olduğu için, ne yazdığıma dönüp bir daha bakmayacağım. Fakat Eve Dönüş Yolları'ndan bahsettiğimi unutmuş değilim. Zambra, 2017'nin en güzel keşfi olmuştu benim için. Belgelerim de pek güzel. Bonsai de. Ve Ağaçların Özel Hayatı da. "Türkçe'ye çevrilmiş tüm Zambra kitaplarını okudum." 2017'de başardıklarım adlı kısa listeme bir numaradan giriş yapmıştı. OK Computer'ı favori albümü olarak gösteren bir karakteri olan, The Magnetic Fields'ten bahseden bir yazarı sevmemek benim adıma mümkün değildi zaten.


Albümümün ismine karar veremediğimi yazmıştım bir önceki mektupta. Müjdemi isterim. Kendisinin bir ismi var artık: "Güzel Şeyler Birdenbire"


Albümle ilgili birkaç gelişme daha var:  Muhtemelen ilk single olarak çıkaracağımız şarkı Sangria'nın kayıtları tamamlandı. Geçenlerde de albümün tüm gitar kayıtları bitti! Ne zaman paylaşacağımızla ilgili hala bir şey söyleyemesem de, neşeli nisanın güzellikler getirmesini ümit ediyorum. Blogda elimden geldiğince albümle ilgili gelişmeleri paylaşıyorum, belki bakmak istersin: https://www.simgepinar.com/blog/

Sen nasılsın? Umarım her şey yolundadır. Arayı bu kadar açmayacağım bir dahakine, söz!


Sevgiler,

Simge


Görseller: 

1. Yolda rastladığım 9. iskambil kartı, Şair Nedim

2. Beni o gün içerisinde iki kez ziyaret eden martı

3. Sisli ve uğursuz bir İstanbul günü / #nofilter

4. Babajim'da iki yakışıklı çocuk 5. Sangria kayıtları

260 views0 comments

Recent Posts

See All
bottom of page